Merhaba!

Ben Hazal. Kendime ait bu siteyi açmamın altında birçok neden yatıyor ama belki de bunlardan en önemlisi veya aslında hepsinin altında yatan yegane sebep, benim kendimi tanımaya ve beynimin içinde olanları sağlıklı bir biçimde görebilmeye olan ihtiyacım.

 

Kafamda yarattığım ideal Hazal ile gerçekteki Hazal’ı birbirine yaklaştırma arzum büyüdükçe, gerçek Hazal’a karşı öfkem gittikçe artıyor ve kusurları ile barışık olamıyorum. Bu da Oğuz Atay’ın Tutunamayanlar’da dediği ve benim geçenlerde büyülenerek dakikalarca izlediğim bir söze götürüyor beni: “Kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım.”.

​

İşte bu sözü söyleyecek insana dönüşerek ölmenin şu anki halime bakınca çok uzak görünmemesi, beni hatalarımla yüzleşmeye itti. Hatalarla yüzleşmek de bir hata yaptığında bunu kabullenerek olmuyor sadece; o resmi o duvara asmak ve daha iyisini bulana kadar o resim orada olmasına, insanların gelip o resimle ilgili yorumlar yapmasına ya da o resimle hiç ilgilenmemesine izin vermek de gerekiyor. Dolayısıyla bu site; gelişmeye açık, mükemmeliyetten uzak ve beni olduğum gibi gösteren bir blog olacak diye umuyorum. Ve yine umuyorum ki yüzeysel bir heves ile bırakmayacağım, sürdürebileceğim bir alanım olur burası.